Ruhları aydınlıktan, ilim, bilim ve yenilikten hoşlanmayanların gözleri karanlıkta açılır. 

RUHU KARANLIK OLANIN FİKİRLERİ SABİT OLUR.

Düşünebilmek kabiliyettir. Aklını ve duygularını kullanabildiği kadardır insan. Hayatını şekillendiren yön veren inancın, ideallerin, sosyalleştiğin çevre, etkisinde kaldığın insanlar ve değer yargılarıdır. Gelişemeyen düşünce yapıları daha kolay olan bir yöntem seçer ve bir başkalarının düşünce ve yaşam biçimini taklit eder. Etkisi altında kaldığı fikirleri sorgulamadan mutlak kabul eder, doğruyu ve yanlışı ayıramayan zayıf karakterlere dönüşür. Kendine ait düşünce ve analiz yeteneğine ulaşamadığı sürece, hayatı başkalarının fikirleriyle yaşar ve bunları kendinin zannederek savunuculuğunu yapar.

DOĞRUYU VE GERÇEKLERİ SAVUNMAK CESARET İSTER. GERÇEKLER SENİ ÖZGÜRLEŞTİRİR.

Sözde adalet isteyen adaletsizlere, hakkını arayan haksızlara, merhamet arayan merhametsizlere, insanı hiçe sayan insafsızlara söylemlerinde mutluluk  arayan karanlık ruhlara ve insanlığı olmayanların ateşinde odun olan, harcanan insanlara tavsiyem şudur !

AKIL VE VİCDAN  ADALET DUYGUSUNUN YOL HARİTASIDIR. LÜTFEN DOĞRU YOLDAN ÇIKMAYIN. RUHU BOZULMAMIŞ, AKLI KİRAYA VERİLMEMİŞ, VİCDANI ÇÜRÜMEMİŞ HER İNSAN GERÇEKLERİ GÖREBİLİR.

İnsanlar doğru düşünmeyi keşfettiğinde, geceler aydınlığa, toplum huzura, insan mutluluğa ulaşabilir. 

Fikir ve düşüncelerin neyse senin gerçeğin budur. Zalimin yanında zalim, katilin yanında katil, hırsızla hırsız, yalancıların içinde iki yüzlü olabilirsin. Bu satırları okurken karşında duranlara değil, yanında durduklarına bak. Yanlışı sadece karşındakilerde arama. Geçmiş ve gelecek yıllarının katilini, hatalarının sorumlusunu yanı başında bulabilirsin...

Ne güzel ifade ediyor bu cümle anlatmak istediklerimi; "bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyliyim"

DOĞRUMU?
BENCE ÇOK DOĞRU...

Etkilendiğiniz, çevresinde bulunduğunuz, arkadaş edindiğiniz, dost bildiğiniz insanları çok dikkatli seçmelisiniz veya iyi analiz etmelisiniz.

Bir düşüncede takılıp kalma, gerçeği sadece düşünce aydınlatmaz. Gözlemler, şahitler ve tecrübeler sana fikir verebilir. Ne düşündüğün değil nasıl düşündüğün önemli. İnsanı karanlıklara, belirsizliklere çeken düşünceler hastalıklı ve çıkar dolu olabilir. Acı, mutsuzluk ve kargaşa onların sermayesidir. Düşüncen veya fikirlerin onlar için önemsizdir. Senin için kıymetli olan inancın, ailen, maddi ve manevi değerlerin,  Düzce ve Türkiye olmalı...

Senin değerlerin onlar için  basit, sıradan ve bir hiç gibi gelebilir. Rotası menfaat, haksız kazanç ve kişisel rekabet olanın insanlığı tartışılır, fikirleri dikkate alınmaz...

Toplumu etkilemek için sürekli bir yalan ve acıdan beslenirler.

 Akılları uyuşturulmuş,  vicdanları çalınmış, hayat iradeleri elinden alınmış, akılları devre dışı bırakılmış gençlere, insanlara bir bakın. Cahil, tembel,  kaba, okumayan, mesleği olmayan, eğitimsiz, sürekli şikayet eden, ailesine ve topluma faydasız insanlardır. Özgürlük diye çalınan hayatlar kurtuluş diye esarete, teknoloji ve internet bağımlılığına alıştırılan  gençler ile eğitimi önemsemeyen, düşünmeyen bir toplum haline getiriliyor. 

Dikkatli Olalım!

Gerçek mahkumlar cezaevlerinde yatanlar değil, elini kolunu sallaya sallaya dolaşırken başkalarının düşüncelerini beyinlerinde hapsedenlerdir. Teknoloji ve internet bağımlısı olmak modern kölelik, savunmasız kalmış MAHKUMİYETTİR.

TÜM KALBİMLE GENÇLERİMİZİN BU DURUMDAN KORUNMASINI VE KURTULMASINI DİLİYORUM.

Saygılarımla esen kalın.