Gündem hep deprem olunca azıcık gündemden, acılardan bir nebze olsun uzaklaşıp bugün farklı bir konu ile karşınıza çıkmak istedim.

Yaşımız  olmuş bilmem kaç hala hayatı anlamakta zorluk çekiyoruz, zira tam biliyoruz diyoruz hayat bir bakıyorsunuz pabucunuzu size ters giydiriyor.

Deprem hayatı kırdı geçti . “Hayat sana her şeyi öğretir” cümlesi aslında çok geniş bir yelpaze...

Genelde bu cümleyi inişli çıkışlı hayat yaşayan için söylenir. Ama hayatın içinde acı varsa bu zor unutulur. Tabii ki yaş murada erince. Biz bu cümleyi yine de şöyle kullanırız; ‘aklım başıma gelene kadar yaşım başımdan gitti’.

Hayat denen şey aslında hep bir koşturmaca koşuyoruz, çünkü; çağı yakalamak için koşmalıyız, işimizi gücümüzü yakalamak için koşmalıyız, tabii koşarken farkında olmadan bize bir çok şey yüklenir bunların içerisinde acılar da var sevinçlerde zenginlikler de var yoksulluklarda gençlikte var yaşlılıkta işte bunların toplamına sorulan sorunun cevabı hayat sana her şeyi öğretir oluyor. Zira hiç kimse geleceği göremez hissedemez okuyamaz sadece yeri ve zamanı gelince yaşar bu yüzyıllardır böyledir.  İnsanlık, bir sürü cağ yaşamış bunları tarih kitabında okuyoruz. İnsan yaşamının aslında 7'den 70'e her çağın bir anlamı ve bir hikayesi var bir güzelliği var, hayatta şeref ve haysiyet bir toplumda en çok aranan olgudur. Şerefli ve haysiyetli sözleri insanlar günümüzde oldukça azaldı. Bunun başlıca sebebi artık anlık yaşam çağına girmiş olmamızdan kaynaklanıyor, yani yarın yok bugün var felsefesi daha çok benimsenir oldu. Yeniçağ insanları tarafından bu nedenle şerefli ve haysiyetli insanları bulmak artık neredeyse samanlıkta iğne bulmak gibi, zira insanlar artık paranın peşinde, yani sihirbazın. Parayla her şeyin alabileceğini düşünen insanlar o kadar çok gafil ve gamsız olmuşlar ki hayat onlar için para varsa adamsın para yoksa kardan adamsın. Maalesef para da bitti mi bu insanlık bataklığa sürükleniyor ve saplanıyor, paranın sahibi olanlar sonradan paranın kölesi haline geliyor zira sihirbaz istediğini kedi yapar istediğini fare!

Eskiden atalarımız hayatı anlatabilmek için tecrübelerini her fırsatta anlatır kaleme alır bir sonraki nesle anlatırdı, biz bunları örf adet gelenek ve saygı çerçevesinde yaklaşır hayatımızı bu çerçevede planlar toplum temellerimizi sağlam temeller üstüne kurardık. Yeni Çağda insanlar artık o kadar ezber ki hiçbir şey bu ezberlerini bozmuyor, her şeyi bildiklerini zannediyorlar hayatı bitirdiklerini zannediyorlar oysa hayat acımasız ve yukarıda da yazdığım gibi hayat insanı her şeyi öğretir.

Hayat denen şey zamanla sınırlıdır.

Zaman parayla satın alınmaz. Zamanı doğru kullanan insanlar hayatı da doğru kullanmış anlamına gelir. Hayatı doğru kullanan insanların gelecekteki yaşantıları da kaliteli bir yaşam anlamına gelir. Hayat insanı her şeyi öğretir. Paranın kıymetini, arkadaşın kıymetini, ailenin kıymetini, kardeşinin kıymetini, sağlığının kıymetini, kısacası her şey. İnsanların yaptığı en büyük hata büyüklük taslaması “ben oldum” demesidir...

Hayatı tam anlamıyla anlamak mümkün mü?

Bunun için büyük bir alim olmak gerekir.  Çok gezip, çok okumak gerekir ki buna çok az sayıda insan ulaşabilir.

İnsanoğlu hatalarıyla yaşar.  Hata yapabilir ama önemli olan hatalardan ders almış olması. Hayat sana her şeyi öğretir cümlesini yıllar önce bana  yaşlı bir amca söylemişti. O zaman pek bir anlam verememiştim, gençtim ve akıl beş karış yukarıda dolaşıp duruyordum, ama benim de yaşım ilerledikçe aklıma o yaşlı amcanın altın cümlesi geldi. Hayat  sana her şeyi öğretir. Doğup büyümek, konuşmak ve yürümek gibi hayatın tecrübeleri.

Size de öğretecektir. Hoşçakalın..