Bist■.■■
Gr. Altın■.■■
Dolar■.■■
Euro■.■■
Oğulcan Öner
Oğulcan Öner

Gazete: Düzce Damla Gazetesi

damla@duzcedamla.com

“ÇOK ESKİDEN RASTLAŞACAKTIK” VESİKALI YARİM…

  • 30.03.2023 09:14

Ömer Lütfi Akad tarafından hüzünlü bir aşk hikâyesini anlatan Vesikalı Yarim adlı film, Yeşilçam tarihinde müthiş bir yankı uyandırdı. Filmin senaristi Safa Önal, Sait Faik Abasıyanık’ın 1948’de yayımlanan Lüzumsuz Adam kitabından uyarlayarak bu muhteşem filmi kaleme aldı. Film müziklerini ise Metin Bükey’in yaptığı Vesikalı Yarim, dönemini öyle güzel yansıtır ki… İstanbul sokakları başta olmak üzere kıyafetler, arabalar ve meyhane kültürü seyircilerin gözleri önünde estetik algısını gözler önüne seriyor. O halde biraz da filmin içeriğinden söz edelim mi?

Sabiha’da Halil’den etkilenmiştir…
Manav Halil (İzzet Günay), mahalleden arkadaşlarıyla kafa dağıtmaya pavyona gider ve Sabiha’ya (Türkan Şoray) ilk görüşte âşık olur. Seyirciler de bilirler ki Türkan Şoray’ın o dönemki ihtişamı ve güzelliği dillere destandır. Sohbet, muhabbet derken pavyon çıkışında Halil ve Sabiha geceye devam ederler. Önce başka yere eğlenmeye sonra da Sabiha’ya geçerler. Sabiha’da Halil’den çok etkilenmiştir. Fakat o gece aralarından hiçbir şey olmaz. Ertesi gün Sabiha, yaşananları pavyondan arkadaşı olan Müjgan’a (Ayfer Feray) anlatır. Çünkü Halil’in merhametini, yakışıklığı onu deliye çevirmiştir. 

Seyirci de artık onların aşkına şahitlik eder…
Birkaç gün içerisinde Halil, tekrar pavyona gelir. Elinde ise koca bir meyve sepeti ve Sabiha’ya uzatır. Fakat Sabiha durumu alay konusu haline getirir. Halil’de doğal olarak alınır. Halil, getirdiklerini masalara dağıtılmasını ister. Gözü, Sabiha’dan başkasını görmez. Gecenin ilerleyen saatlerine doğru pavyondaki müşteriler Sabiha’yı davet ederler ama Sabiha, mahallenin başında kendisini bekleyen Halil’i görür ve elinden tutar. Bu sayede de her iki tarafın aşkına iyiden iyiye tanık ederiz…

Sahne geçişleri sosyal medyanın atası kıvamında…
Gel zaman git zaman bunların ilişkileri evlilik arifesine doğru yürür. Sabiha artık pavyonda çalışmayı da bırakmıştır. Filmin bu noktasında altını çizdiğim bir not var ki; sahneler arası geçişler muazzamdır. Çünkü şimdiki sosyal medya içerik üreticilerinin yaptıklarını bire bir görürüz. Tecrübeli yönetmen Akad, deyim yerindeyse sanki bu iş bu şekilde yapılır diye video sanatının estetiğine göz kırpmıştır.

Olaylar giderek daha da meşrulaşır…
Pavyon sahibi, Sabiha’nın çalışmamasından dolayı Halil’e adam yollar. Halil’in tezgahını kapattığı akşam vakti dükkan önünde bir arbede yaşanır. Halil, gelen adamları sopalar ve olay polise intikal eder. Polisler, Sabiha’nın kapısına dikilir. Onlar da biliyordur olayın Sabiha’dan dolayı meydana geldiğini ve Sabiha’ya ikazda bulunurlar. 

“Benden sana yar olmaz…”
Delikanlılığıyla mahalleye örnek olan manav Halil, artık konu komşunun diline düşmüştür. Halil, babası ile de papaz olmuştur bir kere ve meyhaneye gelen arkadaşları Müjgan’la konuşurken Halil’in ayrıca iki de çocuğu olduğunu söylemişlerdir. Sabiha, tabi tüm bu gerçekleri duyar. Sonra da Halil’in kendisini terk edeceğini düşünüp bir an önce ondan kurtulmak ister. Aslında bu duygu yine olan aşkındandır. İkisi de ileride daha fazla yıpranmasın istiyordur. Halil ise nereden bilsin ki Sabiha’nın gerçekleri öğrendiğini? Duruma bir anlam veremez… Sabiha bir gün Halil’in babasının manav tezgâhına gider. Babası, Sabiha’yı tanır ve “Halil nasıl?” diye sorar. Sabiha şok olmuş ve gerçeklere kendi gözleriyle de şahit olmuştur. Tekrar pavyonda çalışmaya başlar. Halil, onsuz yapamaz ve birkaç gece sonra Sabiha’yı orada bulacağını bildiği için pavyona gider. Masada bir başka adamla oturan Sabiha, Halil’i görünce, onun için eski bir arkadaşım der. Halil, Sabiha’nın gözünün içine bakar manalı manalı ve Sabiha ona, “Git” der. Halil’se hiçbir şey demeden arkasını döner ve çıkar. Sabiha pişmandır ve peşinden koşar. Ayaklarına kapanır. Tekrar barışırlar ama ertesi sabah Sabiha masaya bir mektup bırakır. Mektupta, “Benden sana yar olmaz” yazıyordur. 

“Kimselere görünmem seni beklerim…”
Halil, köşe bucak Sabiha’yı arar ve sonunda onu başka bir meyhane bulur. Sabiha, Halil’in önceden dövüştüğü adamlara sığınmıştır. Adamlar, Sabiha’yı vermek istemezler ve Halil’e bıçak çekerler. Halil ise bıçağı adamın elinden kapar ve ona saplar. Tabi söylenenlere göre adam ölmez ama Halil’e bir sene kadar hapis yolu gözükür. Sabiha, Halil’e o tahliye olana kadar bekleyeceğini söyler. “Kimselere görünmem seni beklerim” der… Halil hapisteyken sürekli Sabiha’yı düşünür. Tabi, Sabiha’da onu hatta Müjgan’la kendisine iç çamaşırı vs. yollar ama Müjgan onları habersiz bir şekilde bir başkasına verir. Onların arasındaki bağlantıyı koparmak ister. Halil de Sabiha’nın kendisini unuttuğunu sanır ve hapisten çıkacağı günü iple çeker.

“Asıl şimdi yıktı beni…”
Halil hapisten çıkar ve o gece pavyona gider. Sabiha, bir başkasıyla oturup içiriyordur. Pavyondakiler ilk başta bir tatsızlık çıkacağını anlar ve ilk başta onu içeri almak istemezler. Fakat Halil, “Bir merhaba deyip çıkacağım” der. Aynen Sabiha’ya “Merhaba” der ve Sabiha ise masadakine onun kendisi için birini bıçakladığını söyler. Aslında onu aşağılan kelimeler kullanır. Halil, gururludur. Mekândan ayrılırken Sabiha dayanamayarak ona sarılır ama Halil, bıçağını Sabiha’ya saplar. Polisler gelir. Sabiha, Halil’den şikâyetçi olmadığını bu olayı kendisinin yaptığını söyler. Suçu üstlenir. Halil, “Asıl şimdi yıktı beni” der. Kahreder günlerce. Aslında o hapisteyken Sabiha’nın çalışmadığını bilemez. Onu aldattığını düşünmüştür. 

Halil eski hayatına geri dönüştür…
Manav Halil; evine, karısına, çocuklarına döner. Biz izleyiciler ilk defa Halil’in karısını görürüz. Halil, karısından çok utanır. Onun yüzüne bile bakamaz evin içerisinde. İçine kapanır ve bir süre sonra annesi ile babası da eve gelirler. Annesinin elini öper ve babasıyla da aralarını düzeltmek için babasının yerine bağa gittiğini söyler. Eski hayatına dönmüştür. Sabiha ise bıçaklandıktan sonra hastaneden taburcu olmuştur. Halil’i görmek ister. Onu sevdiği için tekrar buluştuklarından Halil’in onunla döneceğine inanır. Halil’in babasıyla çalıştığı manav dükkânına uzaktan bakar. Halil’i, babasını ve çocuklarını uzaktan seyreder. O esnada babasıyla göz göze gelirler. Kucağında ise Halil’in çocuğu vardır ve gözüyle Sabiha’ya sanki tekrar karşımıza çıkma kızım bakışı atar. Zaten o sıra hem Sabiha’nın gözleri dolmuştur hem de filmin meşhur müziği Kalbimi Kıra Kıra şarkısı çalar. Film de bu şekilde biter. Artık herkes kendi yoluna ve eski hayatlarına dönmüştür…

Vesikalı Yarim filmi, Türk sinema tarihine damgasını vurmakla beraber 1968 Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi 2’nci Film Ödülü’ne layık görülür. Aynı festivalde ayrıca Türkan Şoray, En İyi Kadın Oyuncu seçilmiştir. 2009 yılındaysa Lütfi Ömer Akad başta olmak üzere Safa Önal, Türkan Şoray ve İzzet Günay; 2’nci Türk Sineması Sevgi Onur Ödülleri’ni almışlardır. 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Damla Gazetesi (www.duzcedamla.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Resmi İlanlar