Bist■.■■
Gr. Altın■.■■
Dolar■.■■
Euro■.■■

BİR GAZETECİNİN EN ÖNEMLİ SİLAHI

  • 6.03.2023 08:52

Duayen yazar Kenan Işık’tan genç iletişimcilere altın tavsiyeler

Bir gazetecinin en önemli silahı

Düzce’de gazeteciliğin her alanında kalem oynatmış usta yazar Kenan Işık, medyada yer almak isteyen gençlere çok önemli önerilerde bulundu. Işık’a göre genç gazetecinin bir silahı kalemi ise diğer silahı arşivi…

Düzce’de ‘sporun hafızası’ olarak nitelediğim sevgili üstad Kenan Işık’la deyim yerindeyse nehir söyleşinin üçüncü ve son bölümüne geldik. Işık’la sohbet ederken bir kez daha gördüm ve anladım ki, o’na salt saygı gereği ‘üstad’ demiyorum. Şimdiye kadar yaşadığı, gördüğü, tanıklık ettiği,  duyduğu ve işittiği o kadar önemli olaylardan bahsetti ki, doğrusu bunları kaleme almamak, yeni kuşaklara yansıtmamak hem kendi adıma hem de Kenan Bey adına büyük bir eksiklik olacaktı.

Işık’ın söyleşimizin son bölümünde dokunduğu insan hikâyeleri karşısında etkilenmemek mümkün değildi. Çoğu kez dediğim gibi Düzce çoğu insana ‘ana kucağı’ olmuştu. Bunlardan bir tanesi de Yeşilçam’ın bir dönem önde gelen yıldızlarından Tarık Şimşek’ti. Düzce’de okuduğum yıllarda Tarık Bey’i Park Gazinosu’nda okey oynarken çok görmüştüm. Beyaz paltosu ve ağzından düşürmediği uzun Marlboro sigarasıyla Düzce caddelerinde karşılaştığım Tarık Şimşek’le ilgili anısını anlatan Kenan Işık’ın hikâyesi gerçekten başlı başına bir öyküye bedeldi. Işık’ın anlattığı diğer bir hikâye karşısında yüreğim burkuldu dersem hiç de abartmış olmal.
Işık’tan son olarak genç iletişimcilerle ilgili öneride bulunmasını istedim.
O da tüm cömertliğiyle altın tavsiyelerini sıraladı.
Sözü fazla uzattım.
Gelin şimdi söyleşimize bıraktığımız yerden devam edelim…

BALTAYI TAŞA VURUNCA…

Kenan Işık’a “Bu meslek heyecanları, hüzünleri, sevinçleri kederleri bünyesinde barındıran bir meslek? Unutamadığınız anılardan birkaçını anlatır mısınız?” diye soruyorum.
Sözü mesleğe başladığı ilk günlere getiriyor ve şöyle anlatıyor:

“Muhabirliğe başladığım ilk günlerdi. Dönemin ünlü karakter sinema yıldızı Tarık Şimşek Düzce’de evlenmiş, bir kahvehaneyi işletiyordu. O zaman Düzce’miz henüz ilçeydi. Biz de gazeteciler olarak her gün Düzce İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne gidip bir gün öncenin asayiş olaylarını yazılı olarak alıyorduk. Dosyada Tarık Şimşek’in işlettiği mekânda darp edildiği ve Şimşek’in şikayetçi olduğu yazıyordu. Bende o heyecanla gazeteye “Bu kez rol icabı değil. Tarık Şimşek dayak yedi” başlıklı haber yazdım ve bu haber gazetede yayınlandı. Rahmetli Ali Beşer o gün gazeteye gelmemiş ve bu haberi okumamıştı”.

EMEL HANIM GAZETEYİ BASIYOR

Haber gazetede yayınlanınca olanlar olur.
Tarım Şimşek’in eşi Emel Hanım, alı al moru mor Damla Gazetesi’ne gelir.
Sonrasını Kenan Işık’tan dinleyelim:
“Bir gün sonra gazeteye Tarık Şimşek’in eşi Emel Hanım geldi. Kendisinin o yıllarda “Butik Emel“ adını taşıyan mağazası vardı ve ben kendisini şahsen tanıyordum.  Elindeki gazete ile direkt Ali Abinin masasına gitti “Bu haberi kim yaptı, böyle haber mi olur. Şimdi bu haberi Tarık görse buraya gelir, bu haberi yazanı döver. Bu haberi yapanı mahkemeye vereceğim. Bana haberi yapanı göster” gibi bağırıp çağırdı.  Ali Abi tecrübesiyle onu sakinleştirmeye çalıştı. Haberi yapan muhabirin izinli olduğunu söyledi. Kendisinin haberi olmadan böyle bir başlık atıldığını ve bir şekilde düzeltme yapacağını söyledi. Doğrusunu söylemek gerekirse korkmuştum. Daha sonra rahmetli Tarık Şimşek ile çalıştırdığı mekânda röportaj yaptım; ancak o haberi benim yazdığımı söylemedim.

FUHUŞTAN SOKAK DİLENCİLİĞİNE…


Kenan Bey, söyleşinin bu bölümünde, meslekte yaşadığı öyle bir şeyi anlatıyor ki, insanın yüreği burkuluyor.
Diyor ki:
“Unutamadığım bir diğer haberi paylaşmak isterim. Jandarmadan telefon gelmişti. Fuhuş olayı olduğu söylendi. Fotoğraf makinemle birlikte jandarmanın yolunu tuttum. Yapılan baskınla bir kadın ve erkek fuhuş yaparken yakalanmıştı. Fotoğraflarını çektim haber yaptım. Fotoğraf çekilirken kadının bana çok dikkatli baktığını fark ettim. O olaydan tam 30 yıl sonra Düzce zabıtasının dilencileri topladığı  haberi için zabıtaya gittiğimde 30 yıl önce fotoğrafını çektiğim kadının dilencilik yaparken göz altına alındığını gördüm. Kadın çok dikkatli olarak bana baktı.  Beni tanıyıp tanımadığı bilmiyorum ancak ben kadını yüz hatlarından tanıdım”.

GAZETECİNİN EN ÖNEMLİ SİLAHI

Son olarak Kenan Bey’e, “Sosyal medyanın neredeyse konvansiyonel medyayı geçtiği bir dönemde gazeteci olmak isteyen genç arkadaşlarımıza tavsiyeleriniz neler olacak?” diye soruyorum. Işık bildiğimiz bir önemli gerçeği; yani gazetecinin en önemli silahı kalemdir tespitini bir adım daha giderek zenginleştiriyor:

Işık’ı dinlemeye devam ediyoruz:

“Şimdiki gençler zaten Üniversitelerde gerekli bilgileri alıyorlar. Onlar bizlerden donanımlı. Bizim onlardan farkımız sadece tecrübe. Bana göre bir gazetecinin en önemli silahı arşivi. Mutlaka her gazetecinin kendi alanı ile ilgili arşivi olmalı. Haber sıkıntısı çekildiğinde arşiv karıştırılır, günümüz ile kıyas yapılır ve ortaya güzel bir haber çıkar. Gözlem de elbette çok önemli. Görmekle bakmak arasındaki farkı bilmeliler. Kendilerini çok okuyarak ve araştırarak geliştirebilirler. Tabi günümüz teknolojilerini de takip etmeliler. Fark yaratmak için kendilerine has bir yazı dili ve tarz oluşturmalılar. Kesinlikle kopyacı olmamalılar. Okumak çok önemli.  Sadece kendi meslekleri ile ilgili değil, bana göre her konuda yazılmış kitapları okumalı, her konuda az da olsa fikir sahibi olmalılar. Bu arada son bir notum olacak. Türkiye’de gereğinden fazla İletişim fakülteleri var. Okulu bitiren gençlerimizin çalışabileceği medya kuruluşları her geçen gün azalıyor. Artık yeni fakülteler açılmamalı. Ben Düzce’de onlarca işsiz iletişim fakültesi öğrencisi olduğunu biliyorum. Mecburen farklı alanlarda çalışıp ekmek parası kazanıyorlar. Bu güzel söyleşi için size teşekkür ediyorum”.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Damla Gazetesi (www.duzcedamla.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Resmi İlanlar