- 2.01.2023 09:51
Yakın dostu Avukat Salih Nuri Tüzel anlatıyor:
KEMAL DEMİR 'ÇILGIN TEKLİF'İ NASIL REDDETTİ?
13 yıl önce hayatını kaybeden Kemal Demir, Düzce'nin olduğu kadar Türkiye için de önemli bir isimdi. Dile kolay...
1961'den itibaren aralıksız olarak CHP’den Bolu Milletvekili seçilerek Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)’de yasama görevi yaptı. İsmet İnönü’nün başkanlığındaki Üçüncü Koalisyon Hükümetinde (1963-65) ve Ferit Melen Hükümetinde (1972-73) Sağlık Bakanı olarak bulundu.
Mehmet Naim Talu Hükümetinde (36. Hükümet) Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı (15.04.1973 – 26.01.1974) oldu. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)’den ayrılarak 1973 seçimlerinde Cumhuriyetçi Güven Partisi (CGP) listesinden Bolu milletvekili seçilerek TBMM’deki görevini sürdürdü. 1974-77 yılları arasında görev yapan Bülent Ecevit Hükümetinde de Sağlık Bakanı olarak görev aldı. XX. Dönemde Düzce Milletvekili seçildi ve TBMM Başkanvekilliği (1998) görevi yaptı. Kemal Demir, daha önce de üstlendiği Türkiye Kızılay Derneğinin başkanlığına 2000 yılında yeniden seçildi. Bolu İzzet Baysal Üniversitesine bağlı Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksek Okuluna ile Gerede Devlet Hastanesine adı verildi.Türk Kızılayı'nın 20 yıl süreyle genel başkanlığını yapan, eski bakanlardan Kemal Demir 4 Ocak 2010 günü Ankara’da vefat etti
SÜRPRİZ BİR TELEFON
Demir'i ölüm yıldönümünde çocukluk, ilk gençlik ve siyaset arkadaşı Avukat Salih Nuri Tüzel'den dinleyelim istedim.
Bu yıl 100 yaşına basacak olan Av. Tüzel’i Şişhane'deki bürosunda ziyaret ettim.
Son derece bir hafızaya sahip olan Salih Bey, yakın dostuyla ilgili birbirinden özel anıya sahip olduğunu; ancak bunlardan çok anlamlı bulduğu bir tanesini benimle paylaşabileceğini söyledi. Avukat Salih Nuri Bey anlattı, hem dinledim hem de not aldım.
Söz Salih Bey'in:
Kemal Demir Düzce'nin çok nadir yetiştirdiği siyasetçi ve dahiliye uzmanı doktordur. Eşi halamın kızıdır. Kemal milletvekili ve bakanlık görevinde bulundu. İsmet Paşa'nın çok yakınında ve onun güvendiği bir insandı. Hem Sağlık Bakanlığı hem de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı yaptı. O dönemde bir yabancı şirket Afşin-Elbistan barajını yapmıştı. Şirketin başında Yugoslav göçmeni bir Türk vardı. İsmi Rebi Bey'di. Şirketin büyük hissedarı bir İngiliz'di. Ben de o şirketin hukuk işlerine yardımcı olurdum. Kemal Bey, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'ndan istifa etmiş, Ankara'da ikamet ediyordu. Rebi Bey telefon edip bana 'Şirketin büyük hissedarı sizinle tanışmak istiyor. Kendisi İtalya’da. Roma'dan uçağını gönderecek, birlikte Roma'ya gelmemizi rica ediyor’ dedi. Ben de teklifi kabul ettim. Özel bir uçakla Roma'ya indik. Roma’da bizi bir Limuzin bekliyordu. O araçla yaklaşık 2,5 saat yolculuk yaptık. Araba bir malikanenin önünde durdu, indik. Buranın Papa’nın yazlık evinin bulunduğu bir bölge olduğunu söylediler.
ROMA’DA BİR MALİKÂNE
Tam bir İngiliz beyefendisi olan büyük hissedar bizi kapıda karşıladı. 11 dil biliyordu. Hiç Türkiye’ye gelmemesine rağmen Türkçe’yi mükemmel konuşuyordu. Kısa cümlelerle kendisi hakkında bilgi verdi. Aynı zamanda bankerlik yaptığını ve İngiltere ile Fransa’yı birbirine bağlayan Manş Tüneli’nin finansını kendi şirketlerinin temin ettiğini söyledi. Yorgunluk kahvelerimizin ardından bizi binanın bodrum katına indirerek, orada hummalı bir çalışma yürüten ekibi gösterdi ve ‘işte dünya buradan yönetiliyor’ dedi. Orada çalışan yaklaşık 15 kişi, bankerlik faaliyetlerinin finans işlerini yürütüyordu.
Öğle yemeğinin ardından esas konuya geçildi. İngiliz Bey, Türkiye’de yatırımlarının olduğunu uzun uzun anlattı.
Sözü Afşin-Elbistan santraline ve aynı alanda faaliyet gösteren diğer şirketlerine getirdi.
Her iki şirketin Ankara’da bulunan merkezlerine, bugün SEO denilen genel müdür aradıklarını söyleyerek, Kemal Demir’i bu iş için düşündüklerini ifade etti.
Yaptığı teklif çok cazipti.
Demir’in alacağı maaşı kendisinin belirleyeceği ve ister Dolar isterse de Sterlin bazında ödeme yapacaklarını teklif ediyordu.
SON SÖZ KEMAL BEY’İN
Benden istedikleri ise Kemal Demir’i arayarak bu teklifi kendisine sunmam olacaktı. Vakit akşam olmuştu. Malikanenin telefonundan Ankara’yı arayarak Kemal Demir’e not bıraktım.
Bir zaman sonra telefon çaldı, ahizenin ucunda Kemal Demir vardı.
Kendisine yapılan teklifi anlattım ve kararının beklendiğini söyledim. Benden kısa bir süre izin istedi. Teklifi düşüneceğini; dahası ailesine danıştıktan sonra kararını vereceğini belirtti.
Bir zaman sonra telefon çaldı.
Kemal Bey teklifi düşündüğünü ve kararının netleştiğini söyledi. Kendisinin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı olarak görev yaptığı yıllarda, sözkonusu şirketin ihaleyle Afşin-Elbistan santralini kazanıp işe başladığını anlattı.
Böyle bir teklifi kabul etmenin siyasi ahlâk açısından doğru olmayacağını dile getirerek, teşekkür etti ve telefonu kapattı.
***
Ölümünün 13 yılında Kemal Demir’e rahmet, Salih Nuri Bey’e de ömrüne bereket diyor, okurlarımıza sağlıklı, mutlu ve huzurlu bir yıl diliyorum. (M.Ş.)
Yorum Yap