Ramazan ayı birlik, beraberlik, kaynaşma, yardımlaşma ve paylaşma ayıdır.

Bu ayda iyilikler, güzellikler ve hayır işlerinde inanan insanlar arasında yarış vardır. Kötü ve şer işlerde neredeyse yok gibidir.

Ramazan ayında suç oranı düşer insanlar daha yumuşak huylu olur.

Emniyetimiz, jandarmamız en rahat ve huzurlu görevi Ramazan ayında yaparlar.

Oruç ve ibadetler nefsi frenler, kötülükleri önler, iyilik ve güzellikleri artırır.

Zekat, yardımlaşma, PAYLAŞMA ve davetler insanları kaynaştırır.

İnsanoğlu hak olunduğundan beri huzurlu, mutlu, ve rahat yaşamayı arzulamıştır. Bunun için birçok arayışlarda bulunmuştur.

Birileri çıkmış kurtuluşu ve rahat yaşamayı komünizmde, sosyalizmde ve birçok izm’lerde aramış, maalesef hiç birinde aradığı mutluluğu bulamamıştır.

Zira bu akımların savunucuları, ağa babaları keselerini, kasalarını doldurmuş, en güzel arabalara binmiş, hayal edemeyecekleri gibi lüks yaşamış, savundukları iyi niyetli insanlara tepeden bakmışlardır.

Maalesef insanlığı, medeniyeti, sosyal adaleti öğrettiklerimize özenir hale geldik.

Akılı insanlar dostlarını ve doğru yolu seçmesini bilenlerdir. Huzuru, güzellikleri, mutluluğu ve sosyal adaleti uzaklarda aramaya gerek yok.

Bizim dinimizin önderi HZ MUHAMMED (SAV)’in öğütlerini dinler, gösterdiği huzurlu, temiz, berrak yoldan gidersek sonu belli olmayan yollardan kurtuluruz.

Bizim dinimizin önderi 1400 küsur yıl önce ‘PAYLAŞMAK GÜZELDİR’ diyerek yardımlaşmayı önermiştir.

Sevgili peygamberimiz ‘KOMŞUSU AÇKEN TOK YATAN BİZDEN DEĞİLDİR’ buyurmuş ZEKAT müessesini kurmuş, sosyal adaleti tesis etmiş, fakirle zengin arasındaki arayı kapatmıştır.

Zekatımı, fitremi verecek yer bulamıyorum diyen dostlarım, asrımızın en büyük depremi olan, Güney Doğumuzun nadide 11 ilimizi etkileyen bu büyük felaketi yaşayan kardeşlerimize vereceğimiz zekat ve fitreler bence en uygun yer olur.

Devletimizin etkin hayır kuruluşları olan AFAD, KIZILAY, İHH, DİYANET gibi faal çalışan güvenilir kuruluşların hesaplarına giden bağışların yerlerini bulacağına inanıyorum.

“VEREN EL ALAN ELDEN HAYIRLIDIR” diyen sevgili Peygamberimiz çok çalışmayı, çok kazanmayı, insanlarla yardımlaşmayı özendirmiştir.

Yaradan’ımız “Kullarıma vermekle malınız azalmaz, bilakis artar” buyurmuş, sıkıntıda, bunalımda olanlara yardımcı olmamızı emretmiştir.

“Zorda olan kardeşlerinizin yanında olun, bende sizin yanınızda olayım. Siz bir verin bende size bin vereyim” demiş örnek olarakta bir tohumdan, bin meyve vermiştir.

Yaradan’ımızın sözüne güvenmeyip kime güveneceğiz? Veren de alan da o değil mi? Kırk elli yıl size mal verip, kırk beş saniyede alan ve kullarını imtihan eden o değil mi?

Kimin malını kimden kıskanacağız. EMANETÇİ DEĞİLMİYİZ? Sana kırk vermiş kırkta birini muhtaç yakınlarına ve din kardeşlerimize vermemizi istemiş, “Kuluma yakın olan bana yakın olur” buyurmuştur.

Dostlarım yetimin, fakirin, hısımın, akrabanın, çoluk çocuğunuzun, eşiniz, dostunuz, komşunuz, emekçilerinizin gönlünü alın, başını okşayın, sırtını sıvazlayın. HUZUR BULURSUNUZ.

SEVGİYİ, HUZURU, PAYLAŞMAK GÜZELDİR.

On bir ayın sultanı mübarek Ramazan ayımız tüm inananlara kutlu olsun...

Sevgi saygı ve hürmetlerimle…