Bist■.■■
Gr. Altın■.■■
Dolar■.■■
Euro■.■■
Aykut Ekinci
Aykut Ekinci

Gazete: Düzce Damla Gazetesi

[email protected]

SORUMLUKLARIMIZ

  • 24.12.2022 13:00
  • (1)

    Türkiye’nin son 30 yılını incelediğimiz zaman kocaman evlerde, aile büyükleri ile beraber yaşanılan geniş aile tiplerinden, misafirin bile gelemeyeceği, adı stüdyo tipi kendisi pek küçük 1+0 evlerde yalnız yaşam sürmeye başladık. Pandemi ile beraber sokağa çıkma yasaklarının olması ve insanların birbirlerinden korkması güven duygusunu iyice azalttı. Bu süreçte alış-verişin kapıya gelmesi, online eğitimler veya evden çalışma gibi uygulamaların artması insanların işlerini kolaylaştırdı fakat yalnızlığımızı dahada derinleştirdi. Bu durumlardan dolayı son 2 sene içerisinde insanlar yalnızlıklarını gidermek için kedi-köpek sahiplenme oranı aşırı derece artış göstermiştir. Bu canlılar  sanal ortamda eğitim ve oyun zamanlarını geçiren çocuklarımız için hem sorumluluk duygusunu arttırmış hemde sanal olmayan bir arkadaşlık oluşturmuştur. Yani bizim zorlu koşullarda hayatta kalmamızı kolaylaştırmak için evcilleştirdiğimiz bu canlılar şimdi tekrardan bizleri yalnız bırakmayıp bizlere destek olmaktadır.
    Bir klinisyen hekim olarak pandemi ile sahiplenmenin son derece keskin ivme artması ve yaşanan yüksek enflasyon ile bazı problemlerin doğabileceğini öngörmüştük. Nitekim oluşan bu istemediğimiz sonuçlar maalesef sahiplendiğimiz bu canlılarda psikolojik ve patolojik sorunlar doğurmuştur. Kervan yolda düzülür mantığı ile sahiplenilen kedi-köpek yeri geliyor 2 saat sonra evden gitmesi isteniyor. Sadece çocuğunun hevesi için alınan kedi-köpek heves geçtikten sonra geri verilmek isteniyor veya sokağa bırakılmak istenilmiyor. Bekarken alınan kedi-köpek evlenip çocuk sahibi olunduktan sonra maalesef aile büyükleri tarafından düşman haline getiriliyor. Gençken ailesi tarafından çocuğa alınan kedi-köpek okul veya iş durumlarından dolayı yaşlı insanların başına bırakılıp gidiliyor. Sahiplenildiği insanın yaşam tarzına uygun olmayan bir kedi-köpeğin sahiplenilmesi her iki taraf içinde sorunlar oluşturuyor. Benim başımdan geçen bir olay, Düzce’de kliniğimi ilk açtığım 2018 yılında daha öncesinde tanışmadığım bir köpek sahibi kliniğime gelip yurt dışına çıkacağını ve köpeğine ondan başka kimsenin iyi bakamayacağını düşündüğü için uyutmak istediğini (yani ötenazi yapılması) söylediğinde nasıl tepki vereceğimi şaşırdım. Böyle bir isteği kabul etmemin zaten imkanı yok. Fakat köpek sahibini ikna etmeden göndermek bir canlının hayatının sonu olacak. Klinisyen hekimler her gün hasta sahipleri ile sadece hasta tedavi etmekle kalmayıp bu sorunların üstesinden gelmek içinde uğraşmaktayız.    
    Bu gibi durumların yaşanmaması için önceden bilgilenmek, tedbir almak ve kendimizi hazırlamak en doğrusu olacaktır. İlk olarak bu canlıların ortalama ömrü 10-12 yıl arasındadır. Bu zaman diliminde bu canlılar bizimle olacak. Ömür boyu mama ve kum masrafları bekliyor. Bu canlıların bu yaşam süresi boyunca dönem dönem artar bir tüy dökülmesi problemi olacak. Yetişkin yaşa gelene kadar şımarık bir çocuk gibi doğası gereği oyun oynamak için ısırma hareketi yapacak. Seksüel siklusu gereği belirli zamanlarda kızan dönemi olacak. Bu dönemlerde isteyemediğimiz davranış göreceğiz. İnsan gibi yaşlanıp organları yorulup hastalıkları daha sık çıkmaya başlayacak. Genetik rahatsızlıkları olup belki ömür boyu sağlığı son derece kontrollü olmaması gerekecek. Belkide bizim bi anlık dalgınlığımızdan dolayı başına bir travmatik olay gelecek. Akabinde bir klinik macerası ve hasta bakımı sizleri bekliyor olacak. 
    Bu durumlardan dolayı bu canlıların dünya üzerindeki yaşantılarını ızdırapla hale getirmemek için en başta her ayrıntıyı düşünüp sorumluluk altına girmeliyiz. İnsanın sorumsuzluğundan dolayı kliniğimize gelen vakaları saymakla bitiremeyiz. Veteriner Hekimlerin eli her zaman bu sorunları oluşturan taşın altındadır. Fakat bilinçlendirme adına kliniklerde yapılanlar yetersiz kalmaktadır. Hatta internetten öğrenilen bilimsel hiçbir dayanağı olmayan yanlış bilgiler bizleride zor duruma sokmakta ve düzeltene kadar ayrıca mesai harcamaktayız. 
    Bir canlıyı sahiplenmek bu kadar kolay olmaması gerekmektedir. Ülkemizde şu anda çip takılması ile bazı olumlu gelişmeler olmakta ve devamında gelecek gibi durmaktadır. Fakat bu yapılanlardan daha fazlası gerekir. Örneğin birçok Avrupa ülkesinde evcil hayvan sahiplenmek için hem kurs almak hemde mülakattan geçmek gerekmektedir. Bizlerde de olmaz veya olamaz bir durum değildir.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Damla Gazetesi (www.duzcedamla.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)

  • Hayvansever
    Hayvansever
    24.12.2022 21:56

    Aykut Bey , çok önemli bir konuya değildiniz için sizi kutlarım.Bilinç çok önemli. Evde bakım çok büyük sorumluluk gerektirir. Ailenin bir ferdi gibi oluyor dostlarimiz. ozel mamalar özel ilgi ile yaşatılan bu canlılar günün birinde terk ediliyor. Çok acı..