İMSAK' 02:00
HABER GÖNDER
Düzce Depremzedeler Derneği Başkanı Ayşegül Şenol Can, depremden korunmanın doğru planlama ve denetimle mümkün olabileceğini söyledi. Düzce’de hala deprem güvenliği açısından halletmesi gereken temel sorunlar olduğunu vurgulayan Can, “1999 depreminden bu yana hiçbir şey değişmedi. Geçmişten ders almıyoruz” dedi. Can, konutlaşmanın Düzce’nin kuzeyinde olması gerektiğine dikkat çekti. Verimli tarım arazilerinin bulunduğu Güney köylerine doğru inen yapılaşmanın ise durdurulmasını istedi.
BU TEDBİRLER ACİLEN ALINMALI
Ayşegül Şenol Can Düzce’de deprem güvenliği için alınması gereken tedbirleri şöyle sıraladı: “Dere yataklarına bina yapılmasından vazgeçilmesi ve verimli tarım arazilerinin üzerine bina yapmanın cazip hale getirilmekten vazgeçilmeli. Üniversite yerleşkesi çevresinde oluşan yeterli zemin incelemesi yapılıp yapılmadığını yeterli mühendislik ve yapı denetimi hizmeti alıp almadığını bilemediğimiz yüksek katlı yapılaşmaya son verilmesi gerekmektedir. Yapı denetim firmalarının çok sıkı denetlenmesi gerekmektedir.”
GEÇMİŞTEN DERS ALMIYORUZ
Geçmişten ders alınmadığının altını çizen Can şöyle devam etti: “Her deprem sonrası ilk kez deprem yaşıyormuşuz gibi geçmişten hiç ders almadan, bina yapım hatalarını konuşuyoruz. Yerleşime uygun olmayan bataklıklara, alüvyon zeminlere, dere yataklarına yapılmış binalar, doğru projelendirilmeyen binalar, yapı denetim hizmeti almamış binalar, imar aflarından faydalanan binalar, demirinden çimentosundan çalınan binalar, projesiz tadilatlar diye sıralanan bina yıkılma sebeplerini konuşmaktan yorulduk. Bina yıkılma sebepleri aynı, alınması gereken önlemler aynı.. İnsan şöyle bir bakınca bunca yaşanan acıya rağmen hiç mi ders alınmaz diyor.”
1999’DAN BU YANA HİÇ BİR ŞEY DEĞİŞMEDİ
Can 1999 depreminden bu yana hiçbir şeyin değişmediğini, denetimsizliğin sürdüğünü vurgulayarak “Her depremde aynı hatalar ve can kayıplarını gören vatandaşta aynı soruları soruyor; Deprem nedeniyle toplanan vergiler nerede? Neden yapı denetim hizmeti verilmiyor? İmar afları kimler için çıkıyor? Madem binaların içindeki gizli ayıpları örtüyor neden imar afları çıkartılıyor? Kim bu can kayıplarının gerçek sorumluları? Yani 1999 depremlerinden bu yana hiçbir şey değişmemiş her şey olduğu gibi olanca denetimsizliği ile var olmaya devam ediyor. Neden yaşıyoruz biz bunları? Kamu yönetimine hakim olan plansızlık, kamusal kaynakların doğru kullanılmaması, aynakların doğru kullanılıp kullanılmadığı yönünde vatandaşın hesap sormaması, hesap sorulmayan yönetimlerin hesap verme alışkanlığının oluşmaması, yerleşim yerlerinin planlanmasından bina yapımına kadar süren aşamalarda inşa-iskan ruhsatı verme sorumluğundan gelen kamusal yapı denetim eksikliği, depremin afete dönüşmesinin nedenlerini doğru saptadığımız halde gerçek sorumluların toplumla yüzleşmesinin ve yargılanmasının önünü tıkayan adam kayırmak siyasi korumacılık gibi kökleri geçmişe dayalı kötü alışkanlıklarımız.Bu eksikliklerimizi giderebilirsek deprem olurken evimizden çıkmadan bitmesini bekleyebiliriz.”
DENETİM ÖNEMLİ
Sıkı denetim mekanizmalarının önemine dikkat çeken Can “İnşaat dediğiniz denetimsiz kar ve rant düzeni değildir. Sıkı denetim mekanizmaları olmalıdır. Ekonominin temeli inşaat sektörü değil üretim olmalı. Şehirleri büyütmekten anladığımız ise verimli tarım arazilerinin üzerine sürekli bina yapmak olamamalı” diye konuştu. Deprem ve her ne sebeple olursa olsun bina çökmesi sebebiyle yaşamını yitiren vatandaşlarımız söz konusu olunca aklımızdan çıkartmamamız gereken temel hak yaşama hakkıdır. Anayasanın 56. Ve 57.maddeleri ile güvence altına alınan sağlıklı ve güvenli binalarda şehirlerde ve bir ülkede yaşama hakkının temelinde yatan ise doğru planlama ve denetimden geçtiğini unutmamalıyız.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.
Bu Sitenin Alt Yapısı Reklambilisim.com Tarafından Yapılmıştır.